elektronik sigara dini sohbetler sohbet cinsel sohbet yeni bahis siteleri emlak seviye 5 tıkanıklık açma fiyatları su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dijital pazarlama ajansı

İmamoğlu'ndan 'terör soruşturması' açıklaması: Bakan Soylu görev suçu işledi

İmamoğlu, 'Haksız, hukuksuz soruşturmaların imar edildiği, hakimlerin, müfettişlerin bir çırpıda değiştirildiği, mahkeme kararının yüzümüze dahi okunmadığı bir merkez vardır ve orası bellidir' dedi.
 Tarih: 04-01-2023 12:49:44
İmamoğlu'ndan 'terör soruşturması' açıklaması: Bakan Soylu görev suçu işledi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili olarak bugün saat 10:00'da bir kez daha kameralar karşısına geçti. 

İmamoğlu, "Biz menfaat vaadiyle kötülüğün kanatlarına hiçbir zaman sığınmayacağız. İstanbul'un iradesinin aksine gayrimeşru, gayriahlaki ve anti demokratik müdahaleler bir takvim ve disiplin içerisinde üzerimize uygulanıyor" dedi.

Gerçek Gündem'in haberine göre İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Kendileri de hukuksuzluktan mağdur edilmiş olmalarına rağmen, millet iradesini ayaklar altına alan kaba bir zihniyet var karşımızda. Ben onlara bugünün Mefisto'ları diyorum.

Adalet ve İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturanların skandal icraatları... Bunlar alışılacak olaylar değil. Az sonra tanık olacağınız yalan beyanlar, buz dağının görünen yüzü. Ortaya koyacağımız gerçekler, kolay lokma asla olmayacağımızın kanıtıdır. Bu toplantıyı İçişleri Bakanı'nı utandırmak için de düzenlemedim. Bakan Bey'i ciddiye alma zamanı çoktan geçmiştir. Artık Sayın Bakan'ın ne şapkası ne tavşanı vardır. Bir bakan daha var. Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ. 

Haksız, hukuksuz soruşturmaların imar edildiği, hakimlerin, müfettişlerin bir çırpıda değiştirildiği, mahkeme kararının yüzümüze dahi okunmadığı bir merkez vardır ve orası bellidir. Orası kaçak bir merkezdir. Orası merdiven altı soruşturma üretilme merkezidir. İçişleri Bakanı asla adil değildir.

'Yasaya göre işten çıkartma İçişleri Bakanı onayıyla oluyor'

Sayın Bakan, 'terörist sayısı' verdi ancak sekiz ay boyunca bu kişileri, yetkisi olmasına rağmen işten çıkarmadı. Bakan Soylu, bu kişileri işten çıkarmayarak net bir şekilde görev suçu işlemiştir. Sayın Bakan 'yetkim yok' dedi. 'Hele iştirak şirketleri özel şirket gibidir, işten çıkarma yetkisi kullanamayız' da dedi. 

(İzmir'deki örneğe dair belgeyi yayınladıktan sonra) Yasaya göre işten çıkartma İçişleri Bakanı onayıyla oluyor. Buradan sormak istiyorum, hani yetkiniz yoktu? Olmayan yetkinizi kullanıp nasıl oldu da 15 kişiyi, şirketinden olur vererek işten çıkarttınız? Bence bir toplantı daha yapmayıp neden sekiz ay boyunca bu yetkiyi kullanmayıp görevini ihmal ettiğini açıklamalı.

Burada çok önemli, çok değerli bir ispat yapmış durumdayız. Bunu burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

Bu belediyelerde çalışan personeller kamudan men edildiyse, bunun nedeniyle ilgili bilgilendirme açıklamasını derhal milletimize yapar mısınız? Bu AKP'li başkanlar için de bana uyguladığınız hukuku uyguladınız mı? AKP'li belediye başkanı arkadaşlarım, bunları açıkladığım için kusura bakmasınlar.

'Arşiv araştırması temizse ben nasıl anlayacağım? Zihin mi okuyacağım?'

(Soylu'nun açıklamalarını dinlettikten sonra) Değerli basın mensupları bildiğiniz gibi AYM, 28 Kasım 2019 - 18 Nisan 2021 arasında Bakan'ın yapmamışlar dediği arşiv ve güvenlik soruşturması yapılması yasaktı.

Bakan Abdulmeram Sevgi diye bir isimden bahsetti. Aradık, taradık. Böyle bir isim yok. Özer Doğaner diye bir isim verdi, bunun da adli sicili temiz. Arşiv araştırması da temiz çıktı. Terör iltisaklısı dediği kişinin arşiv araştırması da temiz. Bir sorun varsa bu ben miyim, yoksa gereğini yapmayan Sayın Bakan mı? Mesela Özer Doğaner... Arşiv araştırması temizse ben nasıl anlayacağım? Zihin mi okuyacağım? Belediye başkanlarının zihin okuma yetkisi yok.

T.A. isimli iştirak şirketi çalışanımızın Mart 2022'de arşiv araştırması geldi ve terör iltisaklısı olduğu belirtiliyordu. Bu kişiyi işten çıkardık mecburen. Yargılaması bitmeyen birine suçlu denilmesi mümkün değil, ama bu iktidara göre yargılaması bitmese de suçlu. Terörist ilan ettikten sonra kamu görevlilerine karşı acımasız davranışlar var. Bu arkadaşımız ısrarla geldi, yalvararak 'benim böyle bir şeyle ilgim yok' dedi. Valiliğe tekrar arşiv araştırması soruldu. Tam 8 ay sonra ikinci yanıt geldi. 'Herhangi bir suç örgütüyle ilişiği bulunmamaktadır' yazıyor. Biz adamı işten attık, sekiz ay sonra 'pardon terörist değil' diyorsunuz. Peki işe geri aldık mı? Almadık. Kalkar bu Bakan azılı terörist ilan eder. 

Muharrem Kılıç... Şehit kardeşi. Adli sicili temiz çıkmış, üstelik şehit yakını. Bu şehit yakını da terörist ilan edildi. Bakan Yardımcısı olan aklı evvel de itfaiye erini terörist ilan etmeye çalıştı. Sahiden bakanlıkta liyakatıyla görev alan birisi var mı?

'Uysal döneminde suç kaydı olanlar işe girmiş'

Dünyanın başka bir yerinde böyle bir olay yaşansa sopayla kovarlar. 2014'de yakaladın, 2017'de ise sabıkası temiz raporu verdin. Şehit yakını kartı da verdin. Bu itfaiye erimiz çalışmaya devam edecek, bu yalanları atanlar gidecek.

Kusura bakmayın bu insanların açıkları bitmiyor. Sürekli 505 personelin işe girişinde sorun olduğunu vurguladı. Biz Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde işe alınan terör iltisaklılarını deşifre edince aniden sayı 484'e geriledi. Bu 21 kişiyi bize anlatacaksın, izah edeceksin. Bakan diyor ki 'Mevlüt Uysal'ın işe aldığı 191, Yerlikaya'nın işe aldığı 51 kişiyi inceledik. Ancak İmamoğlu'nun işe aldığı kişiler kamuda görev almamalıydı' diyor. Arşiv araştırmasının serbest olduğu dönemde işe alanın 4 bin 116 kişiden 1800'ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemesini nereye koyacaksınız? Ben suçlu, Uysal ve Yerlikaya temiz... 

Uysal döneminde işe alınan ve sabıka kayıtlarında 'silahlı terör örgütü üyeliği' ve 'yöneticiliği' yazan iki kişi de işe girmiş. Ama bakarsanız ben suçluyum, Sayın Uysal temiz...

'5 bin 608 kişiden adli sicil kaydı alınmamış'

Uysal dönemini özellikle araştıracağım dedim, araştırdım. Mevlüt Bey görevdeyken, İçişleri Bakanı yine Soylu'yken terör sorunu yok muydu?

28 Eylül 2017 - 31 Aralık 2018 döneminde 30 bin kişiyi işe almış. 5 bin 608 kişiden adli sicil kaydı alınmamış. 5 bin 870 kişinin adli sicili 'özel' olarak alınmış. İşe alınanlar arasında, bombalı saldırı dahil beş terörist var. 10 bin 858 kişi için arşiv araştırması istenmemiş, yasak olmadığı halde. Bunu ben yapsam neler olurdu varın siz düşünün.

'Davaya bakan hakim görevden alınıyor, Adalet Bakanlığı'ndan çıt çıkmıyor'

Bakan yardımcısının kardeşinin 'FETÖ'den aranması var, Özgür Özel kardeşim bunu ortaya çıkarıyor. Bakan yardımcısı 'sen söyleyince baktım' diye tweet atıyor. Pes. Ülkenin güvenliğini emanet ettiğimiz isimlere bakın. Tabii tek bir güvenlik makalesi okumamış bir bakanın kuracağı kadro bu kadar olur.

Bekir Bey kendince akıllı davranıyor, neredeyse hiç ses çıkarmadı. Toz bulutunda saklanma diyelim bunun adına. Ben onun da kabahatinin büyük olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin 'adalet' bakanısınız. İnsanların hayatını verdiği, namusunu, şerefini emanet ettiği kavram. Bu ağır günahları nasıl saklayacaksınız anlayamıyorum. Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın siyasi yasak istenen davasında hakim sıra dışı şekilde görevden alınıyor, üstelik eşi hamileyken Samsun'a sürülüyor, üstelik dilekçeler vererek karşı koymaya çalışıyor, yine sizden ses yok. Davama bakan ilk hakim bana ceza vermesi için tehdit edildiğini söylüyor, ruhsatsız binayı işaret ediyor. HSK benim ifademi alsın diye çığlık atıyor, Bekir Bey yine ölü taklidi yapıyor. 

Ekrem İmamoğlu'na ceza vermek için yarışan savcı ve hakim, bana yasada olmayan bir maddeyle ceza veriyor. Süreyi de yanlış hesaplıyor. Sizden çıt yok. Savcı, yasada olmayan bir şey talep ediyor. Sen bu hukuksuzluğa da sessiz kalıyorsun. Yargıtay'da bile 'ahmak' ifadesiyle ilgili içtihat kararı yokken, nasıl bir kamu görevlisine 2 yıl 7 ay hapis kararı çıkıyor. Türkiye hukuk tarihinde 2 yıl 7 ay hapis cezası alan bir kamu görevlisi var mıydı? Bana siyasi yasak verileceğini bilip AKP yöneticileriyle toplantıya katıldığın iddiasını hala yalanlayamadı. Adalet Bakanı'nda 'adalet' olsaydı bunların kırıntısını yapamazdı.

'Gök kubbeyi başınıza yıkarız'

Gök kubbeyi başınıza yıkarız dedim. Yıkarız kardeşim, bundan hiç şüpheniz olmasın. Savcılık aynı 'suçu' başkalarının da işlediğini kabul etmezse yıkarız. Yargıyla, siyasi baskılarla, bizi millete hizmet etme yolundan çevirmeye kalkarsanız gök kubbeyi başınıza yıkarız. Değerli arkadaşlar, bu dediklerim hiç istemesek de gerçekleştirilirse söz veriyorum. Hiçbir sıfata gerek olmadan, tüm Türkiye'yi başta İstanbul olmak üzere mahalle mahalle, cadde cadde anlatmaya söz veriyorum. Mersin'de, Adana'da, Diyarbakır'da her yerde anlatacağım. Ankara'da Mansur Başkanımın birkaç kez Gökçek'in kepazeliklerine karşı başlattığı soruşturmaların akabinde soruşturma açmayı mı görev sayıyorsunuz? Haydi oradan. Bütün belediye başkanlarımızla omuz omuzayız. Eğer tarihi bir hatayla beni ve yöneticilerimizi suçlayıp İstanbullunun hakkına çökmeye kalkarsanız karşınızda milyonlarca insanın vicdanını göreceksiniz. Gök kubbeyi başınıza yıkmak, adalet arayışına çıkmış milyonlarca insanla meydanlarda buluşunca oluyor. 6 Mayıs'ta seçimi iptal ettiğinizde 13 bin oy farkının 800 bine çıkması, gök kubbeyi başınıza yıkmak oluyor. Kaybettiler, yine kaybedecekler. Cumhurbaşkanı ve ortağı pasta keserek İstanbul'un iradesini hedef almışsa evet, gök kubbeyi başınıza yıkarız."

Etiketler
  HABER GALERİ
  Bu haber 2682 defa okunmuştur.
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI