elektronik sigara deneme bonusu van escort dini sohbetler sohbet islami sohbet muzik indir medyum en iyi bahis siteleri casino

Hipertansiyon Tedavisinde En Önemli Adım Yaşam Tarzı Değişikliği

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Güçlü, her yıl 17 Mayıs, Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle hipertansiyonu anlatarak, dikkat edilmesi gerekenler hakkında önemli bilgiler paylaştı.
 Tarih: 16-05-2024 09:31:46
Hipertansiyon Tedavisinde En Önemli Adım Yaşam Tarzı Değişikliği
Damarlarımızdaki kanın tüm vücudumuzda dolaşabilmesi için kalbimiz tarafından düzenli olarak
pompalanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Metin Güçlü, “Kalbin her atışı ve pompalama işlemi
sırasında damarlarda bir küçük bir de büyük tansiyon denilen iki farklı basınç dalgası gelişir. Sağlıklı
insanlarda genellikle büyük tansiyon 120 mmHg küçük tansiyon ise 80 mmHg düzeylerinde ölçülür.
Ancak her insanın normal kan basıncı değerleri kişiye özeldir ve yaşlanmayla birlikte özellikle büyük
tansiyonda hafif bir yükseklik görülebilir. Bir kişide oluşan basıncın normalin üzerinde olmasına
hipertansiyon denilmektedir ve bu ölçümün 140-90 mmHg’nın üzerinde olması hipertansiyon olarak
kabul edilmektedir. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi, damarlarda dolaşan kan ve sıvı miktarının
artması, kalbin normalden hızlı pompalama işlemi veya damarların sertliğinde veya çapında daralma
olduğunda kan basıncı artarak hipertansiyon gelişir.” dedi.
Hipertansiyon En Fazla Kimlerde Görülür?
Altta yatan sebebe göre hipertansiyonun primer ve sekonder olarak iki gruba ayrıldığını ifade eden
Prof. Dr. Güçlü, “Primer veya esansiyel hipertansiyon denilen grup tüm dünyada en yaygın görülen
hastalık tipidir ve hastaların % 85-90’ı bu grupta yer alır. Sekonder hipertansiyon ise kan basıncı
artışına yol açan başka bir hastalık varlığında ikincil olarak hipertansiyon geliştiğini gösterir. Hastaların
yaklaşık olarak %10-15’i ise bu grupta yer alır.
Primer hipertansiyon nedeni tam olarak bilinmeyen, yaşam boyu devam eden ve toplumda en yaygın
görülen hastalık tipidir. Sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalık, genetik olarak riskli bireylerde,
aşırı tuz tüketimi olanlarda, yaşlılarda, hareketsiz yaşayanlarda, şişman ve aşırı kilolu bireylerde,
stresli yaşayanlarda, şeker hastalarında, sigara ve alkol kullanan bireylerde sık olarak görülmektedir.
Sekonder hipertansiyon altta yatan hastalığın tedavisi sonrasında ortadan kalkabilir. Başta böbrek
hastalıkları olmak üzere, çeşitli hormon bozuklukları ve bazı ilaçların kullanımı sonucunda gelişir.”
ifadelerini kullandı.
Hipertansiyonun Yol Açtığı Zararlar
“Hipertansiyon kronik, tedavi edilemediği sürece ilerleyici komplikasyonlara yol açabilen bir kalp
damar sistemi hastalığıdır.” diyen Prof. Dr. Metin Güçlü, Hem akut, hem de kronik olabilen bu
komplikasyonları;
“• Kalp damarlarında daralma, kalp kaslarında kalınlaşma, kalp kapaklarında ve kalbin
bütününde yetmezlik, kalp ritim bozuklukları
• Böbrek yetmezliği
• Görme kaybına ilerleyebilen göz damar hastalığı
• Beyin dolaşımında bozulma ve inmeler
• Vücudumuzun ana damarlarında tıkanma ve yırtılma sorunları
• Özellikle ileri yaşlarda beyin fonksiyonları ve algılamada bozukluklar” şeklinde sıraladı.
 
Hipertansiyonla Mücadelede Kalıcı Tedavi Mümkün mü?
Primer veya esansiyel hipertansiyon denilen ve toplumda yaygın olarak görülen hastalık tipinin
tamamen ortadan kaldırılamasa bile hastalığın kontrol altında tutularak ilerlemesi ve
komplikasyonlara yol açmasının önlenebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Güçlü, bunun için yapılması
gerekenleri ve tedavi adımlarını ise;
“Hipertansiyon tedavisinde en önemli adım yaşam tarzı değişikliğidir. Bu adım tüm bireylerin yapması
zorunlu olan sağlık yaşam koşullarını içermektedir.
• Hareketli yaşam ve günlük fiziksel aktivite
• Sağlıklı ve dengeli beslenerek, yeterli vitamin ve mineral almak
• Düzenli sebze ve meyve tüketimi
• Et ve et ürünlerinin tüketimini azaltarak, katı hayvansal yağlardan uzak durulması
• Kilo kontrolü ile ideal vücut ağırlığını sağlamak
• Tuz tüketiminin kısıtlanması
• Alkol ve sigara kullanımının bırakılması
• Düzenli ve yeterli miktarda gece uyku düzeni sağlanması
• Stresten uzak durabilmek” şeklinde sıraladı.
Yeterli yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan basıncı kontrol altına alınamayan bireylerde ise ilaç
tedavisine başlanacağı bilgisini veren Metin Güçlü, “Günümüzde hipertansiyon tedavisinde kullanılan
çok sayıda ilaç bulunmaktadır. Her hastaya ve hastalığa özgü ilaç farklıdır ve bu ilaçlar rastgele
kullanılmamalıdır. Hastanın yaşı, vücut tipi, hipertansiyonun şiddeti ve diğer faktörler ilaç seçiminde
belirleyici olmaktadır.
Benzer hastalığı nedeniyle ilaç kullanan birinin ilacının alınarak kullanılması ciddi sağlık sorunlarına yol
açabilir. Bazı hastalarda tek bir ilaçla hastalık kontrol edilebilirken, bazı hastalarda daha fazla sayıda
ilaç birlikte kullanılarak hastalık kontrol altına alınabilmektedir. İlaç sayısındaki artışa rağmen yeterli
kan basıncı kontrolü sağlanamayan hastalarda altta yatan ikincil bir hastalık olabileceği akılda
tutulmalı ve bu konuda uzmanlaşmış merkezlere başvurulmalıdır.” dedi.
Beslenme, Genetik ve Yaşam Şeklinin Hipertansiyonla İlişkisi
Hipertansiyonun beslenme ve yaşam tarzı ile doğrudan ilişkili bir hastalık olduğunun altını çizen Prof.
Dr. Metin Güçlü, “Genetik olarak yatkınlığı olan ve ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunan birisi
yaşam tarzına ve beslenmesine dikkat etmediği sürece hipertansiyon, diyabet ve obezite gibi
hastalıklara yakalanması kaçınılmazdır. Bu nedenle genetik yatkınlığı olan bireylerin yukarıda
özetlediğimiz yaşam tarzı değişikliklerini daha dikkatle uygulaması gerekmektedir.” ifadelerini
kullandı.
En Önemli Sebebi Hareketsiz Yaşam
Hipertansiyonun tüm dünyada sıklığı giderek artan önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Güçlü, “Bu artışın en önemli sebepleri hareketsiz yaşam, sağlıksız
beslenme, aşırı tuz tüketimi, stres ve zararlı maddelerin kullanımıdır. Ölümcül ve sakat bırakıcı kronik
komplikasyonları olabilen bu hastalıktan korunmanın en temel yolu ise yaşam tarzı değişiklikleri ile bu
 
risk faktörlerini elimine etmekten geçmektedir. İlaç tedavisi ikinci basamakta yer almaktadır, hekim
kontrolünde başlanmalı ve yakın takip altında sürdürülmelidir.
Tüm dünyada hızla yayılan bu hastalığa dikkat çekmek, farkındalık oluşturarak, hastalıktan ve
komplikasyonlarından korunmak amacıyla her yıl 17 Mayıs günü dünya hipertansiyon günü olarak
değerlendirilmektedir.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Etiketler
  Bu haber 19 defa okunmuştur.
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER DÜNYA Haberleri
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI